Boşanma Davalarında Mal Paylaşımı

Boşanma Davalarında Mal Paylaşımı

“Boşanma davalarında mal paylaşımı”, evlilik birliğinin sona ermesiyle gündeme gelen en önemli hukuki meselelerden biridir. Boşanma sürecinde, eşlerin malvarlıkları üzerinde hak iddiaları ortaya çıkar ve boşanma sonrası mal paylaşımı” süreci devreye girer. Bu makalede, “boşanma davalarında mal paylaşımı” süreci, “edinilmiş mallara katılma rejimi”, “boşanmadan önce satılan mallar” ve ilgili diğer hukuki düzenlemeler hakkında bilgi verilecektir.

Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi ve 2002 Öncesi Mal Rejimi

“Edinilmiş mallara katılma rejimi”, 1 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanunu ile kabul edilen, eşlerin evlilik süresince kazandıkları mal varlıklarını ortak mal olarak kabul eden bir rejimdir. Bu rejime göre, boşanma durumunda eşler arasında adil bir mal paylaşımı yapılır. Edinilmiş mallara katılma rejiminde her eş, malvarlığı üzerinde yarı yarıya hak sahibidir. Bu halde 2002 yılından sonra evlilik birliği içinde edinilen mallarda her iki taraf da yarı yarıya hak sahibi olacaktır. Evlilik birliği içerisinde edinilen bir taşınmazın mevcut olması durumunda söz konusu taşınmazın tapu kaydında kimin ismi yazıyorsa taşınmazın sahibinin de o olduğuna dair yanlış bir kanı bulunmaktadır. Oysa hukukumuzda kabul edilen mal rejimine göre taraflar yarı yarıya hak sahibidir. “Evlenmeden önce edinilen mallar” ise kişisel mal olarak sayılır ve bu paylaşıma dahil edilmez. Ancak ne var ki bir eş diğer eşin taşınmaz malının edinilmesine, değerinin artmasına katkı yapmış olabilir, bu halde maldaki değerin artışı için katkısı oranında alacak hakkı bulunmaktadır. (TMK m. 227)“2002 öncesi mal rejimi” ise mal ayrılığı rejimi olarak bilinir. Bu dönemde, eşler sadece kendi adlarına kayıtlı mallardan sorumlu olup, bu mallar diğer eşle paylaşılmazdı.

Madde 218- Edinilmiş mallara katılma rejimi, edinilmiş mallar ile eşlerden her birinin kişisel mallarını kapsar.

Evlenmeden Önce Edinilen Mallar

Kanunumuza göre kişisel mallar şunlardır;

Madde 220- Aşağıda sayılanlar, kanun gereğince kişisel maldır:
1. Eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşya,
2. Mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri,
3. Manevî tazminat alacakları,
4. Kişisel mallar yerine geçen değerler.

Madde 221- Eşler, mal rejimi sözleşmesiyle, bir mesleğin icrası veya işletmenin faaliyeti sebebiyle doğan edinilmiş mallara dahil olması gereken malvarlığı değerlerinin kişisel mal sayılacağını kabul edebilirler.
Eşler, mal rejimi sözleşmesiyle kişisel malların gelirlerinin edinilmiş mallara dahil olmayacağını da kararlaştırabilirler.

Her eş kişisel malını tasfiyede geri alır.

Edinilmiş Mallar

Madde 219- Edinilmiş mal, her eşin bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleridir.
Bir eşin edinilmiş malları özellikle şunlardır:
1. Çalışmasının karşılığı olan edinimler,
2. Sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurum ve kuruluşlarının veya personele yardım amacı ile kurulan sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemeler,
3. Çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar,
4. Kişisel mallarının gelirleri,
5. Edinilmiş malların yerine geçen değerler.

İşte bu mallar üzerinde her eş yarı yarıya hak sahibidir.

Denkleştirme

Kişisel mallar ile edinilmiş mallar arasında denkleştirme
Madde 230- Bir eşin kişisel mallara ilişkin borçları edinilmiş mallardan veya edinilmiş mallara ilişkin borçları kişisel mallarından ödenmiş ise, tasfiye sırasında denkleştirme istenebilir.
Her borç, ilişkin bulunduğu mal kesimini yükümlülük altına sokar. Hangi kesime ait olduğu anlaşılamayan borç, edinilmiş mallara ilişkin sayılır.
Bir mal kesiminden diğer kesimdeki malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına katkıda bulunulmuşsa, değer artması veya azalması durumunda denkleştirme, katkı oranına ve malın tasfiye zamanındaki değerine veya mal daha önce elden çıkarılmışsa hakkaniyete göre yapılır.

Değer Artış Payı ve Katılma Alacağı

Boşanma davalarında, eşlerden birinin diğerinin mal varlığına katkı sağlaması durumunda değer artış payı ve katılma alacağı gibi talepler gündeme gelir. Değer artış payı, bir malın evlilik süresince değerinin artmasına katkıda bulunan eşin, bu artıştan pay almasını sağlar. Türk Medeni Kanunu’nun 227. maddesi, bu hakların nasıl hesaplanacağını düzenler. Boşanma sonrası mal paylaşımı sürecinde bu hakların talep edilmesi, eşler arasındaki mal paylaşımını etkileyebilir.

Bu tür davalarda katılma alacağının hesaplanması gerekmektedir. TMK 229 uyarınca eklenecek değerlerden TMK 230 uyarınca denkleştirmeden elde edilen tutarlar da dahil edilerek edinilmiş malın değerinden borçlar çıkarıldıktan sonra kalan tutara “artık değer” denmektedir. İşte bu artık değerin yarısı üzerinden her bir eşin katılma alacağı hesaplanır.

 “Katkı payı alacağı” ve “katılma alacağı” birbirinden farklıdır. Katkı payı alacağı, esas itibarıyla eski kanunun yürürlük döneminde uygulanmaktaydı. 01.01.2002 tarihine kadar  “mal ayrılığı rejimi” yasal mal rejimi olarak geçerliydi. Mal ayrılığı rejiminde eşlerden biri, diğerine ait bir malvarlığının edinilmesine katkıda bulunmuş ise katkısı oranında pay isteyebilmekteydi. 

Katkı payı alacağının, 01.01.2002 tarihinden sonra yürürlüğe giren edinilmiş mallara katılma rejimindeki adı “değer artış payı”dır. Yukarıda açıklandığı üzere 4721 sayılı TMK’nun 227. maddesi uyarınca; eşlerden biri diğerine ait bir malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun bir karşılık almaksızın katkıda bulunmuşsa tasfiye sırasında bu malda ortaya çıkan değer artışı için katkısı oranında alacak hakkına sahip olmaktadır. 

Buna göre; katkı payı alacağı: Mal ayrılığı rejiminde, yani 01.01.2002 tarihinden önceki dönemde bir eşin diğer eşe ait maldaki katkısı oranında alacak isteme hakkıdır. Katkı payı alacağında, katkı oranında alacak istenebilmektedir. Oysa değer artış payı alacağı, katkıda bulunulmuş olan malda tasfiye sırasında ortaya çıkacak “değer artışından” eşin katkısı oranında alacak isteyebilmesidir.

Boşanmadan Önce Satılan Mallar ve Boşanma Sonrası Mal Rejimi Davası

“Boşanmadan önce satılan mallar”, mal paylaşımı sürecinde önemli bir hukuki sorun olarak karşımıza çıkar. Eşlerden biri, boşanma davası açılmadan hemen önce malvarlığını azaltmak amacıyla mallarını satarsa, diğer eş bu satışların iptali için dava açabilir. Türk Medeni Kanunu’na göre, bu tür işlemler, tasarrufun iptali davası ile geçersiz kılınabilir. Boşanma kararı verildikten sonra ise mal rejimi davası açılması mümkündür. Bu davada, eşlerin mal varlıkları yasal düzenlemeler çerçevesinde paylaşılır.

Eklenecek değerler
Madde 229- Aşağıda sayılanlar, edinilmiş mallara değer olarak eklenir:
1. Eşlerden birinin mal rejiminin sona ermesinden önceki bir yıl içinde diğer eşin rızası olmadan, olağan hediyeler dışında yaptığı karşılıksız kazandırmalar,
2. Bir eşin mal rejiminin devamı süresince diğer eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla yaptığı devirler.

Bu tür kazandırma veya devirlere ilişkin uyuşmazlıklarda mahkeme kararı, davanın kendisine ihbar edilmiş olması koşuluyla, kazandırma veya devirden yararlanan üçüncü kişilere karşı da ileri sürülebilir.

Görevli ve Yetkili Mahkeme

Boşanma davalarında mal paylaşımı davasında görevli mahkeme Aile Mahkemesi’dir. Ancak, Aile Mahkemesi olmayan yerlerde, bu tür davalar Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülür. 2002 öncesi mal rejimi ve edinilmiş mallara katılma rejimi gibi konularda açılacak davalarda, mahkemeler, eşlerin talep ve itirazlarını dikkate alarak karar verirler.

  • Eşlerden birinin ölümü sebebiyle mal rejimi sona ermiş ise, ölen kimsenin ölmeden önceki son ikametgahı mahkemesi katılma, katkı payı ve değer artış payı alacağı davasına bakmakla yetkilidir. Örneğin ölenin son ikametgahı Ankara ise Ankara Aile Mahkemeleri görevli ve yetkilidir.
  • Evlilik, boşanma kararı ile sona ermişse ya da devam eden bir boşanma davası mevcutsa, boşanma davasına bakmaya yetkili olan mahkeme mal rejiminin tasfiyesini yapmakla da yetkilidir.
  • Diğer hallerde davalı eşin ikametgahındaki mahkeme de mal rejimi davasına bakmaya yetkilidir.

Sonuç

Boşanma davalarında mal paylaşımı, yasal düzenlemelere hakimiyet ve detaylı hukuki bilgi gerektiren karmaşık bir süreçtir. Eşlerin haklarının korunması ve adil bir paylaşımın sağlanabilmesi için, edinilmiş mallara katılma rejimi gibi düzenlemelerin doğru bir şekilde uygulanması büyük önem taşır. Hukuk büromuz, aile hukuku alanında uzmanlaşmış avukat kadrosu ile boşanma ve mal paylaşımı davalarında profesyonel destek sunmaktadır. Hukuki danışmanlık hizmetlerimizden faydalanmak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.